"Türkiye cezaevlerindeki gazeteci sayısı ile dünya birincisi ülke olarak ‘Çalışan Gazeteciler Günü’nü buruk bir şekilde kutluyor.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeni ile açıklamalarda bulunan basın örgütleri yaptıkları açıklamalarda, birkaç gün önce söylediklerinin tam tersini söyleyen “yandaş”lıklarından gazetecilik adına utandıklarını, sansürün ve oto sansür tehlikesinin kaygı verici boyutlara ulaştığını bildirdiler
Çağdaş Gazeteciler Derneği ( ÇGD) Çalışan Gazeteciler Günü nedeni ile yaptığı basın açıklamasında AKP’nin ileri demokrasi nutukları attığı yıllarda, cezaevindeki gazeteciler açısından dünya şampiyonlukları yaşadıklarını ifade etti."Bu yazılanlar "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü"nü atlamayan, gündemdeki onca sarsıntıya rağmen veren bir haber sitesinden alıntı... Haberin devamında Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin yaptığı açıklamayı okuyorsunuz. Hepsi bilindik şeyler; utanç medyası, yandaşçılık, sansür ve otosansür, tutuklu gazeteciler... Bu söz öbekleri çoğu açıklamada sabit çünkü Türkiye'nin medyası bir bataklık içinde. Çırpındıkça daha da batıyor. Açıklamada bir söz dikkatimi çekti;
"Çalışırken utanan gazeteciler olmak istemiyoruz"İçinde o kadar mesaj barındıran, arka arkaya okumaya gerek kalmadan insanı "vuran" bir cümle bu... Bir gazetecinin kızı olarak bu cümleyi okuyup gazetecilik gibi onurlu mesleği bu hale getirenleri düşündüm. İki kuruş fazla gelir için maymuna dönüşenleri, 2 kutu daha fazla "jöle" alabilmek için muktedirin kanatlarına sığınanları, "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" diyerek sessiz kalanları... Hepsi teker teker bu durumun utanç kaynağı. İnsanın en kötü huylarından olan - maalesef ki yaradılışımızdan beri (ister Adem ile Havva'ya, ister evrime inanın) - "doymama", "daha fazlasını isteme" gibi basit içgüdülere yeniliyoruz. İd-ego-süperego hepsi birbirine geçmiş durumda ve bizler hangisinin hangisi olduğunu unutmuş gibiyiz. Hırsımızdan değerlerimiz yok oldu, "biraz daha" demekten azla yetinmeyi unuttuk. Gazetecilik de bu hale geldi. Hırs, güç ve cep dolgunluğu değerlerimizin önüne geçti. Bizler de, yetişen iletişimciler olarak medyanın bu haline bakakaldık...
Aslında utanması gereken bizler değiliz, 4. kuvvet olarak anılan medyayı bu hale getirenler ve bu hale gelmesine sebebiyet veren kesimin utanması gerek. Bırakın 4. kuvveti, her şeyi saklayan bir "pandora kutusu" gibi oldu medyamız...
İçeride veya dışarıda hâlâ varolan onurlu gazetecilerin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum... Selam olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder