28 Mart 2014 Cuma

Yasak abicim

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Uludağ Ekonomik Zirvesi’yle “one minute” olayının yaşandığı Davos Dünya Ekonomik Forumu’na rakip bir zirve oluşturmaya çalışıldığı savunulurken Türkiye’de patlak veren Twitter krizine dikkat çekilerek, “Mavi Kuş, Türk Davos’unu rehin aldı” yorumları yapılıyor.

Yani kimse senin yapmaya çalıştığın "Türk Davosu"na bakmıyor, dünyada milyonlarca kullanıcısı olan bir sosyal ağı engellemeni konuşuyor. İsviçre Maliye Bakanı Hans-Rudolf Merz, Türkiye'deki Twitter yasağını gündeme getirdi, anlatırken gülme krizine girdi, dünya yasağı Reuters'tan duydu, CNN International olayı "Hükümet, Erdoğan'ın kabinesinde yer alan eski dört bakanın karmakarışık bir yolsuzluk soruşturması ile bağlantılı sosyal medyada çıkan utanç verici sızıntıları engellemek için çalışıyor" diye haber yaptı. Twitter'a erişim engellenmişken en çok tweet atarak tarihe geçtik, "TwitterisblockedinTurkey", "DictatorErdogan" ve "TurkeyBlockedTwitter" hashtagleri dünyada en çok izlenenler arasına girdi. İşin ilginç yani adamların İ.Melih Gökçek ve Bülent Arınç bu saatlerde tweet atmaya devam etti. Kendi koyduğun kurallara kendi adamların uymadı. Yani ne yaparsan yap yine de bir şekilde yolunu buldu bu insanlar. Sıra YouTube'a geldi. O da yasak. Seçime kalmış kaç gün hâlâ 140 karakterlik düşünceme, yayınlayacağım 3-4 dakikalık videoya karışıyorsun. Bu kadar korku nereye kadar? Dünya lideri dediler "3-5 çapulcu" için koskoca Twitter'ı ve YouTube'u yasakladın. Ne suç işledin, bu korku niye? İtibarını birkaç saatte yerle bir etmeyi göze alacak kadar ne yaşadın? Bu insanlar bunu merak ediyor. Gerçi artık gözünü hırs bürümüş, kendinden başkasını görmez olmuşsun, kimseyi dinlemez, 15 yaşındaki bir çocuğun ölmesine bile üzülmez olmuşsun. Varsa yoksa sandık, iktidar hırsı...

Oysa Twitter ve YouTube ile uğraşacağına Ankara'da taksilerde, korumasız bir şekilde taşınan oy pusulaların hesabını versen, şeffaf bir seçim sözü verebilsen? Ama uğraşacak daha önemli şeyler var değil mi? İnsanların düşüncesini ifade etmesini engellemek onları da dinlemekten daha kolay geliyor. Aslında herkesi dinlesen hiçbir engellemeye gerek kalmazdı. Dinlemek yerine "ben yaptım oldu" diye ısrar ettin hep. Eninde sonunda tepkileri ardı ardına yiyen biri haline geldin. Öfkeni, kinini dizginleyemedin. Hırsını hep "ötekileştirdiğin" kesimden çıkardın. Yaz yaz bitmez yaptıkların, yapmaya çalıştıkların. "Balkon konuşması"nda söylediklerinden biri bile tutsaydı, bu kadar ters bir noktada olmayabilirdi bu ülke, durmadan çatışan, birbirine tahammülü olmayan kutuplar olmazdı. Daha doğrusu bırak çatışmayı kutuplar olmazdı...

Dünya üst üste uyarılar göndersin, ülkendeki kendi vatandaşların kıvransın, sen yine de umursama... Zamanı geldiğinde arkana bakıp hatanı anlarsın belki ama işte arkaya bakmak da bir insanlıktır. O da sende var mı?

5 Mart 2014 Çarşamba

Yeni bir dönem

Geçen seferki yazımda hayatın, durmadan birçok seçeneği önümüze bir anda çıkardığından bahsetmiştim. Ve çoğunlukla bu seçenekleri karara bağlayamadan birçok fırsatı kaçırdığımdan. Ama her insanın hayatında karar vermesi gereken dönemler olduğu gibi bocaladığı zamanlar da olur. Önemli olan bu bocalama evresinden çabuk çıkarak "kararlılık" durumuna ulaşmak.

Benim 1 haftadır hayatımda çok şey değişti. Yeni arkadaşlar, yeni dostluklar ve yeni bir iş. İlerisinde ise yeni bir ev ve yepyeni bir hayat... Aldığım kararda en ufak bir "acaba" demiyorum. Bunu demiyorsam sanırım aldığım kararın ne kadar doğru olduğunu görüyorum. Bu zamanla değişebilir, tökezlediğim, yanımda ailemi isteyebileceğim zamanlarım olabilir ama önemli olan benim kendi kendime bazı şeyleri yapabilecek duruma gelmiş olmam. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak bir yana kendi hayatımı, kendi yaşam biçimimi inşa etme evresi artık. Bu inşaat sürecinde temelim sağlam, aileden... Üst katları nasıl çıkacağım ise tamamen bana kalmış... Tek katlı mı, 10 katlı mı yoksa bir gökdelen mi inşa edeceğim? Ne kadar farklı olacağım? İşte bu zamandan itibaren ipler benim elimde. Nereye gideceğime, neler yapacağıma tamamen kendimin, bireysel olarak karar vereceği zamanlar çok yakın.

Ruhuma iyi gelen insanlar olacak hayatımda. Hayatımı paylaşmak istediklerim yoldaşım olacak. Zorunlu, zorla hayatıma giren insanlar olmayacak yaşamımda. İstemediğim kimseye katlanmak zorunda kalmayacağım. Ve istemediğim hiçbir şeyi yapmayacağım.

Zaman geçip gidiyor hızla. Mehtaplı gecelerim daha çok olacak. Ama bana ait, kimselerden kaçmadığım, korkmadığım, yaşam, huzur bulduğum köşelerim olacak.

Hoşgeldin yeni hayat...