13 Nisan 2014 Pazar

Değişir miyiz?

İnsanlar değişir mi, değişmez mi? Hani soğan katmanları gibi bizi sarıp sarmalayan tüm o paye ve kisveleri çekip alırsak aradan, dönersek öze, özümüze; çocukken taşıdığımız yürek ile ellisinde, sekseninde taşıdığımız yürek aynı mıdır acaba?

Bazen bakıyorum geçmişe. Orada gördüğüm had safhada gözlemci, hayalperest ve hikâyeperest kız çocuğu ile bugünkü halim arasında pek bir fark yakalayamıyorum doğrusu. "Hiç mi değişmedim?" diye soruyorum kendi kendime. Derken bir başka anılar arka arkaya geliyor ya da seneler evvel karaladığım birkaç satır elime, "Meğer ne kadar değişmişim" diyorum; fikren, ruhen ve zihnen...

"İnsanlar değişmez" gibi şeyler söylediğimiz zaman bilim adamlarını çıldırtırız...

Neden mi?

Değişim, bilimdeki tek sabittir. Enerji, madde her zaman değişir. Farklılaşır. Birleşir. Büyür. Ölür.

Doğal olmayan, insanların değişmemek için çaba sarf etmesidir. Bazı şeylerin, gerektiği gibi olmalarına izin vermek yerine eski hallerine tutunmamız gibi ya da yeni anılar oluşturmak yerine, eski anılara tutunmamız...

Bilimin kanıtladıklarının aksine bu hayattaki her şeyin kalıcı olduğuna inanmamız gibi. Değişim sabittir. Bize kalan şey, o değişimi nasıl yaşadığımızdır. Bize ölüm gibi gelebilir. Ya da yaşamak için ikinci bir fırsat...

Avucumuzu sıkmayı bırakıp parmaklarımızı açarsak, kendimizi akışa bırakırsak, bu değişim saf adrenalin gibi gelir. Her an, yaşamak için ikinci bir fırsat yakalamışız gibi... O anda, yeniden doğmuş gibi oluruz...

Son söz; "değişmem, yapmam asla" demeyin. İçinizden geldiği gibi davranın. "Keşke"leri azaltma yolu bence bu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder