18 Şubat 2014 Salı

Taş, kağıt, makas

Kaç ay durgun, hatta monotonluktan ölmek üzere olan bir hayatınız var. "Keşke bir şeyler olsa da biraz hareketlense yaşamım" diye düşündüğünüz sıralarda her şey üst üste geliyor. Size de oluyor mu böyle? Şahsen benim hayatımda her şeyin bir anda patlaması gibi bir özellik var. Fırsatlar, seyahatlar, planlar, arkadaşlar, olaylar vs vs her şey sanki benim o düşünceye girmemi bekliyor gibi bir anda "baaam" hepsi önümde! Sonra karar aşaması, "ne yapmalıyım" gibi birçok soru ardından tek bir şeye bile karar veremeden tekrar ortada monoton bir hayat! Karar aşamasının da kendine özgü bir özelliği var; en kısa sürede en iyisini olacağını düşündüğünüzü seçmek. Ki bu yazıldığı kadar kolay değil. Dış etkenler, "ben böyle yapardım" diye durmadan akıl vermeye çalışanlar, "acaba mutlu olacak mıyım" gibi sorularla bu karar aşaması uzar da uzar ve sonunda elde karar verecek bir fırsat kalmaz.

O yüzden bir facia gibi ağzımıza dolanan lafa ithafen: "geceden gündüze değil de, bugünden yarına değil de, ÇOK ACİL OLARAK DEĞİL AMA ÇABUK ÇABUK yapılması gerekiyor" bu karar aşamasının.

Neyi seçerseniz ne olacağını kimse bilemez. İyi görünen şey belki ileride sizi mutlu etmeyecek veya zor görünen bir tercih aslında hayatınızın en kolay tecrübesi olacak. Her şeyin belirsiz olduğu bu karar aşamasını çabuk atlatmak ve bir an önce ne olacağını görmek her zaman daha iyidir bence. Bu durum, hayatla taş, kağıt, makas oynar gibi. Ne geleceğini kestiremezsin...

1 yorum:

  1. Hayat insanın karşısına o kadar çok faklı şekillerde çıkıyor ki...Ne yapacağını bilemediğin anlar içersin de sıkışıp kalıyorsun...Fırsatlar farklı şekillerde farklı koşullarda gelebiliyor.İnsan fark etmeden çoğu zaman hayatının fırsatını kaçırıyor esasında.Durumlar koşullar,sorunlar o an ki şartlar vs vs...Bir anlık bir kararla bir yola çıkıyorsun sonra aklında hep soru işaretleriye,söyleyemediklerin,yapamadıklarınla...Kaçıp kurtulacağını sanıyor insan hep.Ama bir sonuç vermiyor kaçmalar çözüm olmuyor...keşke diyor insan sonra keşke her şey için...parçalanmış bir hayatta buluveriyorsun kendini..Hep yarım kalmışlıklar...Neyden kaçarsan ona yaklaşıyorsun gittikçe..Ama sen yaklaştıkça olman gereken yer uzaklaşıyor hayatından...Fırsat dediğin seni senden götürüyor bazen ve sen bunu gördüğünde sadece burukluk kalıyor geri,kalbinden,ruhundan...Mutluluğu ararken fırsatlar içerisinde,mutsuzluğa kapılıp yok oluyoruz her defasında.Oysa mutluluk boy hizasında,görebildiğin yerde,eini uzatsan tutabilecek iken o kadar yakınındayken biz hep başka yerde başka fırsatlarda tüketiyoruz hayatlarımızı.Hayat taş makas kağıt değil hiçbir zaman olmamalı...bir anlık bir karar bir ömürlük bir hata olabilir..Çabuk kararlar her zaman çabuk sorunlar getirmiştir.Doya doya yaşamalı insan,kokusunu almalı hayatın bir meyvenin tadını anlatabilmeli..deliler gibi sevebilmeli gerisinin ne önemi varki...Hayatta sevgiden başka önemli ne olablir ki...Hayattaki en büyük fırsat birin delice sevebilmektir ve aşık olabilmektir. Bundan büyük bir fırsat olamaz...

    YanıtlaSil